kurşun sesi kadar hızlı geçer yaşamak;
öyle zordur ki, kurşunu havada, sevgiyi de yürekte tutmak!
bazen duygularımız bizden erken yaşlanır
ve bizden hayatın geri kalanını alır.
hayatın, kendini anlayanları cezalandırmasıdır bu.
durup, durup ardına bakan kadınlar vardır.
geçmişi düşünmekten şimdiyi yaşayamazlar.
herşeyi didikleyip duran, mazisinin gölgesinden,
anılarının yükünden bir türlü kurtulamayan,
gözleri ufuk yorgunu kadınlar.
güçlü, köklü bir biçimde yeni arkadaş edinecek yaşları geride bıraktıysan eğer,
hasar görmüş eski arkadaşlıkları onaracak çağı da geride bırakmış oluyorsun.
zaman ilerledikçe birçok sey, daha zor olmaya başlar.
beklentisi yüksek olan kadınların yalnızlığı daha koyu oluyor.
büyük lafların gölgesinde geçen hayatlar,
bir daha iflah olmuyor,geçip gittiğiyle kalıyor.
zaman, aşk...... herşey! ayrılıkları ayrıntılar acıtır.
kadınları mahveden erkekler değil, ayrıntılardır.
erkekler, erkekliklerinin tadını alabildiğine çıkartırken,
kadınlar bu konuda da umutsuzdurlar.
çünkü kadınlık bekler.
ummak ve beklemek
kadınlığa verilmiş iki cezadır...